Hakkımızda

ACQUA, aslında bir ihtiyaçla başladı.
Bir şey eksikti.
Giydiğimiz her şey bir şeyleri göstermeye, anlatmaya, kanıtlamaya çalışıyordu.
Ama biz daha fazlasını değil, daha azını arıyorduk.
Daha sade olanı. Daha rahat olanı. Daha “bizim gibi” olanı..
ACQUA’yı kurarken büyük laflar etmedik. Edemedik de zaten.
Ne koleksiyon isimleriyle dünyayı değiştirmek istedik, ne de tişörtün üstüne manifestolar yazdık.
Ama küçük bir şey yapmak istedik: Birinin sabah gardırobun karşısına geçip, “bugün buna gerek var” diyebileceği bir parça yaratmak.
İşte ACQUA böyle başladı.
Sessiz, ama niyetli.
Küçük ama derdi olan.
Moda değil, giyim üzerinden bir hissiyat yaratmak isteyen bir fikir olarak.
İlk tişörtü tasarladığımızda, "üzerine ne yazalım?" diye değil, "bunu giyen nasıl biri olur?" diye düşündük.
Baskılar o yüzden bazen ironik, bazen absürt, bazen sadece suskun.
Çünkü hepimiz her gün aynı kişi değiliz ki.
Bazı günler gülmek istiyoruz. Bazı günler sadece rahat hissetmek.
ACQUA da ona göre davranıyor.
Her parça tek tek, o günü anlatıyor.


Koleksiyonlar genelde bir "konsept"le açıklanır ya — bizde öyle değil.
Bazen sadece bir kelime geliyor, bazen bir emoji, bazen bir an.
"Bu tam bizlik" dediğimiz şeyler.
Dışarıdan çok planlı görünmese de, biz hep neyi neden yaptığımızı biliyoruz.
Fotoğraf çekimleri için stüdyoya girmedik hiç.
Bir evin bahçesi, biraz doğal ışık, biraz dondurma, biraz da gerçekten gülen insanlar…
Biz bu markayı kurarken “profesyonel” değil, “gerçek” olmaya çalıştık.
Çünkü herkes zaten bir şey satıyor.
Biz sadece bir his vermek istedik.
Ve eğer o his sana geçtiyse — o zaman bu markanın anlamı var.

ACQUA her şeyiyle çok yeni.
Ama kendine ait bir dünyası var.
Bu dünyada fazla renk yok belki ama fazla tavır da yok.
Yani herkes yer bulabilir kendine.
Sessiz bir şey bu. Ama fark ettiriyor kendini.
Sen de içeri girdiysen, bir parçasını seçtiysen ya da sadece şöyle bir bakıp “güzelmiş” dediysen bile,
bizim için çok kıymetli.

Çünkü biz ilk günden beri biliyoruz:
Bu marka bizden çıktı ama artık sadece bizim değil.
Seninle tamamlanıyor.
ACQUA’ya hoş geldin.
Şimdi ne giydiğini boşver. Nasıl hissettiğine bakalım.